Rekabetin arttığı, pazar paylarının yığın üretim ve satış yapan şirketlere kaydığı, finansal kaynaklara erişimin gitgide zorlaştığı, buna karşın sayısız yatırım fırsatının anlık olarak değiştiği yeni bir dünyada yaşıyoruz.
Geçmişte; çeşitliliğin az olduğu, el emeğinin yüksek saygı duyulduğu, para ettiği zamanlardan gitgide kendi kendine yeten otomasyon sistemlerinden, hataların yazılımlar ile öngörülebilir olduğu dolayısıyla hata paylarının gitgide düştüğü bir zaman diliminde insanlar ve şirketler üretmeye ve yaşamaya çalışıyor artık.
Gözlemlediğim kadarıyla ağzı laf yapanın rakamları manipüle ettiği, insanlara gelecekte olabilecek riskleri değil de bugünün toz pembe rakamlarını sunuyor bir çok yönetici. Bizim mesleğimizi anlatan kara mizah bir fıkradaki gibi “kaç etmesini istersin?” sorusu sorulduktan sonra etmesi gereken rakam perspektifinden yorumlanıyor bütün faaliyet sonuçları. Hal böyle olunca faaliyet sonuçlarını ifade eden rakamların dürüst ve tarafsız yorumlanması gün geçtikçe önem kazanıyor.
Şirketinizin faaliyet sonuçlarına bakarken birkaç soruyu kendinize sormanızı, yanıtlarını verirken de “kaç etmesini isterim?” yerine “bu sayının çıkmasına sebep olan olağandışı nedenler ne olabilir?” bakış açısı ile değerlendirebilmeniz amacıyla birkaç noktaya dikkat çekmek isterim sadece.
- Cirolarınızda enflasyon ya da döviz etkisini hesaba kattınız mı? Döviz ile mal alıp döviz ile mal satan ticari bir işletmeyseniz Euro 1 yılda %22 artmışken sizin cironuzun %15 artması başarı mıdır?
- Satış rakamlarınıza miktar olarak bakıyor musunuz? Ürünlerinizin satış dağılımlarında önceki seneler ile ilgili değişkenlik, artış oranlarında sapmalar var mı?
- Satışını arttırdığınız ürünlerinizin veya satışı düşen ürünlerinizin bu hareketlerindeki sebepler neler? Hangi ürün neden artmış ya da azalmış olabilir?
- Ürün ve hizmetlerinizi yerine getirmek için ne gibi maliyetlere katlanıyorsunuz? Birim maliyetlerini gerçekten doğru hesaplıyor musunuz?
- Her bir ürün için başa baş noktanız nedir? Ürün ve hizmetleriniz için pazar koşullarında hangi ürünleri öne çıkartmalı, hangi ürünleri geri plana çekmelisiniz?
- En çok sattığınız ürünü satmaya devam etmeniz gerçekten mantıklı mı? Hangi ürün ne kadar kar bırakıyor?
- Tanıtım faaliyetleri için ayırdığınız bütçeniz ne kadar etkin? Belki de Google ‘ a reklam veriyorsunuz ancak hangi anahtar kelimenin ne kadar maliyeti var, hangi anahtar kelimeler ile müşterileriniz size ve ürünlerinize ulaşmış haberiniz var mı?
- Ne tür finansal kaynaklar kullanıyorsunuz, bu finansal kaynakların size gerçek maliyeti nedir? Bu maliyette enflasyon etkisini hiç düşündünüz mü?
- Varlıklarınız mali tablolarınızda gerçek değerleri ile mi yer alıyor? Şişirdiğiniz stoklarınız ya da değerini yansıtmayan taşınmazlarınız var mı?
Aslında bu ve bunun gibi bütün sorular sizin ve şirketinizin gerçekte kim olduğunu, gücünün ne olduğunu, hangi riskleri alabileceğinizi, hangi fırsatları ıskaladığınızı gösterecek sorular.
Başlığı tekrar dürüstçe düşünmeniz için sizler için tekrarlıyorum; Nitelik mi? Nicelik mi? Rakamlar sizi yanıltmasın!
Rakamları sadece rakam olarak değil, sebep ve olası etkilerini de göz önünde bulundurarak bir bütün olarak değerlendirin. Dahası bu değerlendirmeleri yaparken tek başınıza değil konunun ilgilileri ile birlikte bütün yönleri ile masaya yatırın. Bu sayede görmek istemediklerinizi de görme imkanı bulabilirsiniz!
Esen kalın..